Etiket arşivi: oranı

Yeniden Değerleme Oranı

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298/B maddesi uyarınca “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın ekim ayında (ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumu’nun Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksi’nde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığı’nca Resmi Gazete ile ilan edilir.”

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 484 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca “Yeniden değerleme oranı 2017 yılı için yüzde 14.47 olarak tespit edilmiştir. Bu oran, aynı zamanda 2017 yılına ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacaktır. (11 Kasım 2017 gün 30237 sayılı Resmi Gazete) Söz konusu oran 2016 yılı için 3.83 olarak belirlenmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nda ve diğer vergilendirme ile ilgili kanunlarda yer alan bazı rakamsal verilerin yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Örneğin Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan binaların mesken olarak kiraya verilmesi halinde uygulanacak istisna miktarı ile çalışanlara bir günlük ödenen yemek bedellerindeki istisna miktarı 2018 yılı için yüzde 14.47 oranında artırılacak. Gelir Vergisi tarifesinde vergilendirmeye esas alınacak gelir dilimleri de bu oran dikkate alınarak yeniden belirlenecek.

Vergi Usul Kanunu’nda ise;

  • Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri,
  • Fatura kullanma zorunluluğu ile ilgili asgari had,
  • Doğrudan gider yazılabilecek demirbaş ve peştemallıklar ile ilgili doğrudan gider yazılabilecek azami miktar,
  • Usulsüzlük dereceleri ve cezaları ile ilgili miktarlar,
  • Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu verilmemesi ve alınmaması ile ilgili miktarlar,
  • Bir takvim yılı içinde her bir belge nev’ine ilişkin olarak kesilecek toplam ceza miktarları,
  • Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığı’nca düzenlenmesi zorunluluğu getirilen belgelerin düzenlenmemesi, kullanılmaması veya bulundurulmaması halinde kesilecek özel usulsüzlük cezası miktarları ile her bir belge nev’ine ilişkin olarak her bir tespit için kesilecek toplam ceza miktarı, her bir belge nev’ine ilişkin bir takvim yılı içinde kesilecek toplam ceza miktarı,
  • Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara uygulanacak ceza miktarı,
  • Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları ve posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için uygulanacak özel usulsüzlük cezasının toplam miktarı,
  • Damga vergisi uygulamasında her bir kağıt için kesilecek özel usulsüzlük cezası,
  • Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesi uyarınca bilgi vermekten çekinenler için uygulanacak ceza miktarları,
  • Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nda yer alan matrah dilim tutarları ile mirasçı füruğ ve eşleri için uygulanan istisna tutarları,
  • Harçlar Kanunu’nda yer alan ve maktu olarak belirlenen harç miktarları ve konuya yönelik yerimizin sınırlı olması nedeniyle daha sonraki yazılarımızda ayrıntılı olarak ele alacağımız konularda açıklamaya çalışacağımız birçok konuda parasal olarak değerlemesi ve tanımı yapılan işlemler 2018 yılında yüzde 14.47 oranında artırılmış olarak dikkate alınarak parasal işleme tabi tutulacak.

Diğer yandan bilindiği üzere Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 23 Ekim 2017 gün ve Kurumlar Vergisi Kanunu 46 no’lu sirküleri ile yapılan duyuru uyarınca “Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda da 2017 yılı üçüncü geçici vergi döneminde (temmuz-ağustos-eylül) uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 12.37 olarak belirlenmiştir.

İto.com.tr / Veysi Seviğ

“Oto Galericiler”, KDVK’ Nın 30/B. Maddesi İçin Üvey Evlat Mı?

Galerilerde Binek Oto Satışında Kdv Oranı

Binek oto en sade tanımıyla ticari amaçla kullanılmayan, şahsi/ailesel ihtiyaçlara özgü araçlardır. Fakat bu tanımlama vergi mevzuatında biraz karmaşıktır. Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK) kapsamında binek otolar gümrük tarife istatistik cetvelinin 87.03 pozisyonu kapsamında değerlendirilen araçlardır. Bu pozisyonda yer alan araçlar için 2 ve 8 seri no.lu gümrük genel tebliğlerine bakılabilir. Binek oto için yüklenilen KDV’nin hangi durumlarda indirilebileceği KDV’nin tartışmalı konusudur.

KDVK’nın 29’uncu maddesine göre: Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilirler.

KDVK’nın 30’uncu maddesinde: Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi “olanların” bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere “işletmelere ait binek otomobillerinin” alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirilemeyeceği belirtilmiştir. KDV genel uygulama tebliğinde ise kanunda geçen olanlar deyimi için “taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi” ifadelerine yer verilmiştir. Kanun koyucu ikinci el binek oto satın alımlarında kiralama ve çeşitli şekillerde işletme faaliyetinde bulunanlar için “bu amaçla kullandıkları” ifadelerine yer vererek bu faaliyet amacı dışındaki kullanımlarda KDV indirim mekanizmasının kullanımını engellemiştir.

İkinci el binek otomobillerin alım ve satım faaliyeti ile iştigal eden mükellefler (oto galericiler) açısından bu otomobillerle ilgili olarak ödenen vergilerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususu ise tartışma konusudur. Maliye idaresinin bu konudaki görüşü:“ kullanılmış binek otomobil alım satım faaliyeti ile iştigal eden mükelleflerin bu faaliyeti; “kiralama” veya “çeşitli şekilde işletme” kavramı dışında kalmaktadırlar. Bu araçlar için yüklendikleri KDV’yi Kanununun 30’uncu maddesinin (b) bendine göre indiremezler.”

Bence: İkinci el binek otomobil alım-satım faaliyeti ile iştigal eden mükelleflerin bu amaçla satın aldıkları binek otomobiller için yüklenmiş oldukları KDV’ler indirime konu edilebilir. Nitekim söz konusu otomobiller işletme için ticari mal (emtia) hükmündedir. Nihayetinde kullanılmak veya ekonomik ömrü boyunca faydalanılmak amacıyla satın alınmayan bu otomobiller, ticari maldan farksız olup bilançoda stoklar bölümünde yer alırlar. 1 seri no.lu muhasebe sistemi uygulama genel tebliğinde de bahsedildiği üzere herhangi bir değişikliğe tabi tutulmadan satmak amacı ile işletmeye alınan ticari mallar ve benzeri kalemler “153.Ticari Mallar” hesabında muhasebeleştirilir. Yani söz konusu mükelleflerin satmak amacıyla almış oldukları binek otoların “254. Taşıtlar” hesabında aktifleştirilmesine ve amortisman yoluyla itfasına gerek yoktur. Bu işletmeler söz konusu otomobillerini “153. Ticari Mallar” hesabında aktifleştirerek maliyet bedelleri ile sonuç hesaplarına intikal ettirirler. Ayrıca kanun hükmünde yer alan “işletmelere ait” ifadesi ile kullanma ve faydalanma maksadıyla satın alınıp “254. Taşıtlar” hesabına kaydedilen binek otolara atıf yapıldığını düşünmekteyim.

Sonuç olarak; KDVK’nın 30/b. maddesi kapsamında yer alan indirim hakkı kısıtlamasının, kullanılmış binek oto ticareti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla satın aldığı, ticari mal vasfı taşıyan otoları için geçerli olmadığını düşünüyorum. Yine bu düşüncemin kanun gerekçesinde yer alan, özel ihtiyaçlarda kullanılan otomobillerin, işletmeye dâhil edilerek; muvazaalı yöntemlerle vergi gelirlerinin azalmasını önleme amacı ile ters düşmediği açıktır.

Dünya Gazetesi / Ömer Şener