Etiket arşivi: işlemleri

SGK İşlemleri Kolaylaşıyor

Yatırım Ortamlarının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YÖİKK), kalkınmanın sağlanması ve rekabet gücünün arttırılması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. İş dünyasını taleplerine yönelik ihtiyaçlar belirleniyor, buna göre eylem planları hazırlanıyor.

Son dönemde bu ihtiyaçlar arasında en önemli konu, kamu kurumlarının bürokratik süreçleri azaltması ve kolay hale getirmesi. Bunun için çağdaş düzene uygun elektronik sistemlerin kurulmasıdır. Böylece çalışma hayatında işlemler kolaylaşacak, evrak ve iş yükünde ciddi anlamda azalma meydana gelecek.

Bu ihtiyaç listelerine bağlı önemli torba kanunlardan biri TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü ve yasalaştı. İş dünyasının bu yöndeki taleplerini karşılamak adına düzenlenen 7099 Sayılı Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun SGK işlemlerini kapsıyor.

7099 Sayılı Kanun’la ticaret ilişkilerine dayanan hukuksal süreçlerin yanı sıra elektronik tebligat sisteminin kamu kurumlarında yer edinmesi hedeflenmiştir. Buna hedeflere bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu işlemlerine ilişkin iki önemli düzenleme yapılmıştır.

İlk düzenlemelerden biri işyeri bildirgesinin şirke kuruluş aşamasında düzenlenmesine imkân sağlanmasıdır. İşyeri bildirgesinde genel kural, işyeri bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte SGK’ya verilmesidir. Bu kural değişmektedir. Ancak yeni düzenleme, şirket kuruluşunun ticaret sicili memurluklarına bildirilmesi halinde yapılan bu bildirimin SGK’ya yapılmış sayılacağı ve ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenmeyeceğidir. Buna göre, sigortalı çalıştırılması durumunda oluşturulacak şirket kaydının, Sosyal Güvenlik Kurumuna gidilmeksizin şirket kuruluş aşamasında elektronik olarak oluşturulması sağlanmış olacak.

İkinci düzenleme işyeri bildirgesinin yapı izin süreçlerinde düzenlenmesidir. Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kurumlar, yapı ruhsatı ve tüm ruhsat işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde SGK’ya bildirmekle yükümlüdürler. Bu bildirimlerden hangilerinin işyerinin bildirimi yerine geçeceği SGK tarafından belirlenecek; belirlenenlerle ilgili ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenmeyecek.

Bu düzenlemelerin yanı sıra SGK’nın belge verme usulünü belirleme yetkisi genişletilmiştir.  SGK’ya verilmekle birlikte aynı zamanda gerçek ve tüzel kişiler veya tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara verilen belgeler hakkında da bu yetki kullanılabilecek.

 

ILO’dan teşekkür var

Geçtiğimiz hafta çocuk işçiliğini gündeme taşımıştım. 2018 yılı ülkemiz için Çocuk İşçiliğiyle Mücadele yılı oldu. Ülke olarak bu konuda seferber olmamız ve çocuk işçiliğinin bitirilmesi şart.

Bu konuda ilk adım, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni’yle atıldı. Ben de bu konudaki olumlu gelişmeleri okurlarımızla paylaşmıştım.

Çalışma hayatının en önemli kurumu olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Sayın Numan Özcan, çocuk işçiliğiyle ilgili hassasiyetleri dile getirerek, çocuk işçiliğiyle mücadele konusunun gündeme taşınmasının önemini vurgulayarak teşekkürleri iletti.

Bu konu el birliğiyle çözülmesi gereken ve çalışma hayatının öncelikli sorunu olup, umarız bu işbirliği ve gelişmelerin olumlu etkilerini yakın zamanda görmeye başlarız.

Resul Kurt / Star Gazetesi

İşletmelerde Dönem Sonu İşlemleri

Vergi Usul Kanunu’nun 174’üncü maddesi uyarınca kanuni “defterler hesap dönemi itibarıyla tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.”

Ancak yasal düzenleme gereği takvim yılı dönemsel faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilmektedir.

Dolayısıyla Vergi Usul Kanunu uyarınca tutulması zorunlu defterlerin ilgili bulunduğu yılın son günü olan 31 Aralık tarihi itibarıyla kapatılması gerekmektedir. Bu bağlamda da işletmeye dahil bulunan varlıklar ile alacak ve borçların sayılması, ölçülmesi, tartılması ve değerlemesinin yılın son günü olan 31 Aralık tarihi itibarıyla yapılması zorunludur.

Ticaret işletmeler dönem sonları itibariyle envanter çıkarmak zorundadırlar. “Envanter çıkarmak, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı (ayrıntılı) olarak tespit etmektir. (VUK md: 186)

Ancak ticari teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutat olmayan malların değerleri tahminen ve gerçeğe uygun bir şekilde tespit edilir.

Bilançoda mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade eder.

Envanter işlemlerinin en önemli aşaması işletmede bulunan varlıklar ile işletmeye yönelik borç ve alacakların değerlendirilmesidir. Bu nedenle dönem sonu itibariyle işletmede mevcut varlıklar değerlendirilmek suretiyle belirlenirler. Bu bağlamda da işletmede mevcut varlıklarla, borçlar ile benzeri nitelikteki yükümlülükler Vergi Usul Kanunu’nun 261’inci maddesinde yer alan değerleme ölçülerine göre değerlendirilir.

Değerleme ölçüleri kanunda sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. Ancak bazı hallerde değerleme işlemleri özellik arz etmektedir. Örneğin “emtia (mal) maliyet bedeli ile değerlenir.” Ancak emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri yüzde 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef maliyet bedeli yerine emsal bedeli ölçüsünü uygulayabilir. Bu uygulama işletmede üretilen mallar için de geçerlidir.

Vergi Usul Kanunu’nun 267’nci maddesinde yer alan tanımlamaya göre “emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.” Bu tanımlamadan anlaşılacağı üzere emsal bedeli, değerleme konusu malın emsal satış bedelidir. Dolayısıyla emsal bedeli ölçüsünün envanter işlemlerinde uygulanabilmesi için söz konusu malın gerçek değerinin;

  • belli olmaması
  • bilinmemesi veya
  • doğru olarak tespit edilememesi gerekmektedir.

Emsal bedel esasının işleyişinde öncelikle işletme için emsaller göz önünde bulundurulur. İşletme içi emsaller ortaya konulamıyorsa takdir esası ile işletme dışı doneler de dahil olmak üzere kıymetin emsaline ulaşılır. (Dönem Sonu Değerleme İşlemleri “Vergi Dünyası” Ücretsiz Aralık 2017 eki sf: 19)

Emsal bedeli tespitinde öncelikle ortalama fiyat esası, sonra maliyet bedeli esası dikkate alınır, bu iki unsurla tespit edilemiyorsa takdir esası işletme dışı doneler de dahil olmak üzere kıymetin emsal bedeli tespit edilir.

Vergi kanunlarında emsal bedeli ile değerlendirilmesi öngörülen iktisadi kıymetler ve işlemler ayrıca belirlenmiş bulunmaktadır. Bu bağlamda da emsal bedel tespitinde kullanılması öngörülen işlemler;

  • Ortalama fiyat esası
  • Maliyet bedeli esası
  • Takdir esası olarak sınıflandırılabilir.

İşletmeler gerek dönem sonu işlemleri ve gerekse ertesi yıla devreden işletme varlıklarının değerlendirilmesinde esas alınan değerler bilançonun sonuç hesaplarını etkileyen işlemlerdir. Dolayısıyla işletmelerin dönem sonu işlemlerini mevcut düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Veysi Seviğ / İtohaber

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 465)(YazarKasa Servisleri Hk)