Etiket arşivi: tebligat

Sigortalı Çalışmayan Tebligat Almasın

SGK Kayıtdışı İstihdamla Mücadele Dairesi Başkanlığı (KADİM), kayıt dışı istihdamın tespitinde önemli bir görev üstlenmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının belgeleriyle birlikte bankalardan aldığı ücret bilgileri üzerinden gerek sigortalılık gerekse de prime esas kazanç açısından kayıt dışılık tespit etmektedir.

Örneğin, çalışanların karakol bildirimlerinde belirtilen işe giriş tarihlerini SGK kayıtlarıyla karşılaştırılarak, belgeler arasında kayıt sigortalı bildirimi olup olmadığını incelemektedir.
KADİM, öncelikle kamu kurumu kayıtlarına göre araştırma ve inceleme yapmak zorundadır. Kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılar varsa ve bu kişiler bildirilmemişse KADİM tarafından tebligat gönderilecek SGK’ya bildirim yapılması gerektiği belirtilmektedir. Yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde bu belgeler SGK tarafından re ’sen düzenlenmektedir.

Kamu kurum kuruluşları ve bankalardan alınan belgelerin yanı sıra 2018/4 Sayılı Genelge ile PTT memurlarının yaptığı tebligatların da sigortalılık tespitinde dikkate alınacağı düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu’na uygun olarak PTT tebligatlarını alan kişilerin, işyeri çalışanı”, “işyeri daimî çalışanı”, “görevli sekreter” gibi unvanlarla kayıt altında alınması halinde SGK bu kişilerin sigortalı olup olmadıklarını kontrol edecektir.

SGK’nın bu uygulamasında PTT memurlarınca yapılan tebligatların resmi kuruluşlarca düzenlenen belge niteliğinde olduğunu dikkate almaktadır. Eğer PTT memurları tarafından işyerine yapılan tebligatları alan kişiler “işyeri çalışanı”, “işyeri daimî çalışanı”, “görevli sekreter” olarak isimlendirilmişse ve bu kişiler sigortalı bildirilmemişse, bu durumda tebligatın teslim alındığı tarih için re ‘sen sigortalılık sağlanacaktır. Bu nedenle PTT tebligatlarının sadece işyeri SGK’lı çalışanları veya işveren tarafından alınmasına dikkat edilmelidir.

İş tarafından tebligatı teslim alan kişinin kendi çalışanı olmadığı, komşu işyeri sahibi/çalışanı olduğu veya söz konusu kişinin birinci veya ikinci derece (eş dâhil) hışmı olduğu için işyerinde bulunduğu, çalışmasının olmadığı ve ziyaret nedeniyle işyerine geldiği şeklinde yapılabilecek itirazlar da dinlenecektir. Ancak bu itirazların dikkate alınması için kanıtlayıcı bilgi ve belgelerin sunulması ve tebligat alındısında ismi bulunan kişi ile işverenin beyan vermesi gerekecektir. Bu şartları taşıyan itirazlar KADİM itiraz komisyonlarında değerlendirilecektir.

ibrahim Işıklı / Dünya Gazetesi

Elektronik Tebligatın Sorunları

Geçen yazımda mali idare tarafından uygulamaya konulan elektronik tebligat sisteminin kısa özetini yaptıktan sonra bu sistemle ilgili açılan davalardaki gelişmeleri aktarmış, bu sistemde aslında bir tebligatın söz konusu olmadığını, ancak bu konunun yargı kararlarında gündeme gelmeyeceğini belirterek, konuyu bu yazıma bırakmıştı.

Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğüne göre; tebliğ, bildirme, duyurma, haber verme, tebellüğ ise gönderileni almaktır. Tebligat ise, yine aynı sözlüğe göre, bildirimden haberdar etmek, bildirimi göndermektir.

Vergi Usul Kanunu’nda (VUK.) tebliğ kavramının tanımı verilmemekle birlikte kanunun 93. maddesinde tebliğ esasları, “(…) hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla, (…) ilan yolu ile tebliğ edilir” şeklinde belirtildikten sonra, posta yolu ile tebliğe ilişkin olarak 99. maddede tebliğ edilecek vesikanın postaya verilmesinden söz edilmiş, 102. maddede ise “tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhataba verileceği” hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemelerden anlaşıldığı kadar ile geçerli bir tebliğ işleminden söz edilebilmesi için tebliğ edilecek evrakın muhatabın adresine teslimi gerekmektedir. Öte yandan VUK 93/2. maddesinde, idarede tebliğ yapılması, muhatabın kabul etmesi koşuluna bağlamıştır. Bir başka deyişle muhatap kabul etmedikçe, idarede tebligat yapılamaz.

Gerek Tebligat Kanunu gerek VUK uyarınca hazırlanmış bulunan Tebligat İşletme Usul Ve Esasları’nın 4. maddesinde tebligat işlemi, “hukuki işlemlerin muhatabına yada muhatap adına kabule kanunen yetkili şahıslara yazılı olarak bildirimi” şeklinde açıklanmıştır.

Görüldüğü gibi tebligat kısaca, karşı tarafa iletilmesi istenilen hukuki işlem veya belgelerin muhatabına iletilmesidir.

VUK’un 107/A maddesinde; “tebliğ yapılacak kimselere, aktardığımız 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Madde ayrıca tebliğ tarihini “muhatabın elektronik adresine” ulaşma tarihine göre hukuki sonuca bağlamıştır. Kanunun md. 107/A gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır.

İdare Genel Tebliği ile tebliğe elverişli elektronik tebligat adreslerinin internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulduğunu, VUK hükümlerine göre tebliği gereken evrakın elektronik imza ile imzalanarak, vergi dairesi adına Başkanlık tarafından tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletileceği açıklanmıştır. Düzenlemeye göre kişiler elektronik tebligat sistemine / adreslerine internet vergi dairesi üzerinden kullanıcı kodu, parola ve şifreleriyle ulaşacaklardır.

Ancak bu sistemde kişilerin elektronik tebligat adreslerinden söz etmek mümkün değildir. Elektronik posta, internet kullanıcılarının herhangi bir sunucuyu kullanarak ağ üzerinden başka kullanıcılarla iletişime geçebilmesini sağlayan elektronik mesaj iletişim sistemidir. Elektronik posta, “Basit Posta Aktarım Protokolü (Simple Mail Transfer Protocol)” kullanılarak, gönderilen iletinin hedeflenen adresi ulaşmasını sağlar. [Tamer Soysal, Elektronik Posta Yoluyla Kişilik Haklarına Elektronik Posta Yoluyla Kişilik Haklarına Müdahaleden Doğan Hukuki Sorumluluk, Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 (Kış 2007) sf: 144-167]. Elektronik iletişim adresi, Ticari İletişim Ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik’te, elektronik posta ve telefon numarası gibi elektronik ortamda münhasıran iletişim kurmayı sağlayan adres olarak tanımlanmıştır. Aynı şekilde artık şirketler dünyasının bir parçası haline gelen Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) sistemi, bir elektronik iletinin tarafları veya muhatapları arasında KEP hesabı vasıtasıyla hukukî ve teknik güvenliğe sahip bir şekilde gönderilip alınmasını sağlamak ve güvenli iletişimde bulunmak gibi amaçlara dayanmaktadır.

Maliye Bakanlığı’nca kurulan sistem kişilere, üzerinde serbestçe tasarruf hakkına sahip, ileti gönderip alma olanağı sağlayan, iletişim kurma imkânı veren bir sistem değildir. O halde ilgili mevzuat karşısında burada bir elektronik posta adresi yoktur. Olmayan posta adresine de tebligat yapılamaz. Burada yapılan, yapılması ancak ilgilinin kabulüne bağlı olan “idarede tebliğ”dir. Nasıl mı?

Köşemin sınırları yine doldu. Gelecek yazımda devam edeceğim ve olması gereken sistemi veya çözüm önerimi de yazacağım.

Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi